Sabit tartıma getirmek:   Gravimetrik  analizde son iki tartım  arasındaki  farkın +-.0,2mg.   olmasıdır. .
Saccharomyces Yaygın bir maya türü. Cinsin tipik türü S. cerevisiae 'dır. 
Saçak kök: Yan köklerin ana kökten daha fazla gelişmesi. 
Safra kesesi :    (bak: Öd kesesi). 
Safra tuzları :  Safra kesesinden ince bağırsağa salgılanan ve yağların misellere (küçük partiküller) dönüşümünü sağlayan biyokimyasal maddeler.
Sagitat: Oksu, ok şeklinde. Yaprak ayasının tabanda iki yana ve aşağıya doğru uzayarak meydana getirdiği ok şeklinde basit yaprak.
Sakkaraz :    Çay  şekerini   sindiren   enzim. 
Sakkat: Torba şeklinde. Çanak ve taç yaprakların kaidesinde torbaya benzeyen ve sarkık duruşlu yapılan için kullanılır.
Sakkulus (L . Sacculus-torbacık) : İç kulakta bulunan duyarlı tüy hücreleriyle kaplı ve kalsiyum karbonattan oluşan taşlar içeren torbacık. Statik denge duyusu reseptörleri burada bulunur.
Salgı Doku: Hücreleri canlı, bol stoplazmalı, büyük çekirdekli ve küçük kofullu, tek tek veya gruplar halinde diğer dokular arasına dağılmış ve salgı oluşturan dokulardır. 
Salmonella  Tifo, paratifo ve gastroenterit etmeni, Gram negatif, fakültatif anaerob çubuk şeklinde bakteri.  .  
Salviform: bak. Hipokrateriform.
Samara: Kanatlı meyva. Kanatlı açılmayan kuru meyva.
Santrifüjleme :    Döndürme   ile   katının   sıvıdan   ayrılması. 
Sap :   KAI (S04)2  formülünde, sıcak suda eriyen,  tadı buruk, antiseptik bir cisim. 
Sapçık: Başçığı, üzerinde taşıyan erkek organ kısmıdır. 
Saprofit  Ölü dokular üzerinde beslenen organizma, çürükçül. 
Saprofit Beslenme (Y. Sapros-çürük+Phyton-bitki+L . Nutritio-beslenme) : Bir heterotrof beslenme tipi. Bu yolla beslenen organizmalar gerekli besin maddelerini hücre dışı sindirimden sonra hücre zarları aracılığıyla sağlar.
Saprofit: Çürükçül. Bitki artıkları üzerinde yaşayan klorofilsiz bitkiler.
Saprofit: Ölü canlılar veya organik maddeler üzerinden beslenen, çürükçül, ayrıştırıcı. 
Saprofitik  Patojen olmayan 
Sarcinia Sarsinya formundaki bakteri cinsi.
Sarkolemma: Kas telini saran zar.
Sarkolemma:Kas telini saran zar
Sarmal Virüsleri  Uzun çubuk şeklinde, katı ya da esnek olabilen, silindir şeklindeki kapsit içinde sarmal uzanan nükleik asitleri  bulunan virüsler. Ör: Tütün mozaik virüsü, bakteriyofaj M13 gibi.  
Sarsina  Bölündükten sonra balya şeklinde form gösteren yuvarlak bakteriler. 
Schizosaccharomyces Yaygın bir maya türü. 
Seboidler : Yeni dünyanın sarılır kuyruklu maymunları.
Seçici   geçirgenlik :    Hücre   zarına   verilen   bir   kabiliyetin    ismi.    Hücreye    lâzım    olan
Seçilme Avantajı  Bir organizmaya yaşama ve üreme şansı veren herhangi bir karakter. 
Sedimantasyon: Çökelme, tortu oluşması.
Sedimentasyon: Çökelme.
Segment: Bir yapının, az çok birbirine benzeyen parçalarından her biri, bölüt.
Segmentasyon (L . Segmentum-kesik parça) : Bir vücut ya da yapının az çok benzer parçalara bölünmesi.
Segmentasyon: Bir vücut yada yapının benzer parçalara bölünmesi, zigotun geçirdiği bölünme evreleri.
Segmentasyon: Zigotta, sitoplazma büyümesi olmadan art arda görülen mitoz bölünmeler sonucunda, birbirine benzer hücrelerin oluşması. 
Segmentasyon:Bir vücut ya da yapının benzer parçalara bölünmesi, zigotun geçirdiği bölünme evreleri.
Sekonder Tepki : İlk enjeksiyondan günler, haftalar, hatta aylar sonra yapılan ikinci bir antijen enjeksiyonuyla başlatılan hızlı antikor üretimi.
Sekonder: ıkincil, ikinci derecede önemli olan, yan, tali. 
Sekresyon (L . Secretio-salgılama) : Bazı hücreler tarafından üretilip salgılanan ve vücudun başka bir yerinde bazı metabolik olaylarında kullanılan madde.
Sekretin:Oniki parmak bağırsağının salgıladığı hormon.
Sekum : İleum, kolon ve apendisin açıldığı kapalı kese.
Seleksiyon:Seçilim, ayıklama. 
Selüloz :    Bitki   hücresinde   bulunan   polisakkarit.    Bitkilerde  depo   maddesi. 
Selüloz: Üç bin ya da daha fazla glikozun birleşmesi ile oluşan bitki hücrelerinin temel yapı taşı olan polisakkarit.
Semimikro :   Yarı mikro. Semptom :   Belirti, hastalığın seyri.
Seminifer tüpçükler: Testislerde, spermlerin oluşturduğu ince, kıvrımlı yapılar.
Sendai Virüsü  Paramyxoviridae familyasından, virüs kılıfının hücre zarıyla birleşmesiyle hücreye giren ve hücrelerin birleşmesine neden olan, faal olmayan şekli somatik hücre hibritleri yapılmasında, hücrelerin birleşmesi için kullanılan, RNA kapsayan bir virüs. 
Sentral spor  Bakterilerde hücrenin ortasında (merkezde) bulunan spor. 
Sentriol (L . Centrum-merkez) : Hayvan hücresinde sitoplazma içinde çekirdeğe yakın yerde bulunan koyu boyanan ve mitoz ile mayoz bölünme sırasında iğ ipliklerini oluşturan organel.
Sentriperital: Gelişmelerini dıştan içe, merkeze doğru tamamlayan. Ranunculus Girişindeki stamenlerin gelişmesinde olduğu gibi.
Sentromer (Y. Kentro-merkez+Meros-kısım) : Kromozom üzerinde iğ ipliğinin tutunduğu nokta. 2. Hücre bölünmesi  esnasında kromozomların  iğ ipliklerine bağlandığı kısım.  3.Kromozomlarda kardeş kromatitleri bir arada tutan kısım.
Sentrozom :    Hücre  bölünmesinde  vazifeli  organel.  2.Hücre bölüneceği zaman kutuplara göç eden, iğ ipliklerinin yapımında rol oynayan organellerdir.
Sepal: Çanak yaprak. Bir çiçekte en dış halkayı oluşturan ve çiçek tomurcuk halinde ikende tüm diğer çiçek organlarını saran yeşil renkteki parçaların her biri.
Sepaller (Y. Skepe-örtmek) : Çanak yapraklar. Çiçek örtü yapraklarının dış halkasını oluşturan ve genellikle normal yaprakları andıran yeşil yapraklar.
Sepsis Bakteri veya bakteri toksinlerinin belli bir yerden kana geçmesi sonucu oluşan ateş ve titreme ile beliren durum.
Septifragal kapsula: Karpellerin tabanında tohum taşıyan dış kısımları birbirinden ayrılarak yukarı doğru kıvrılır ve karpellerin iç kısımları bir sütun halinde kalır.
Septisîd kapsula: Yarıklı koruncak. Karpelleri bileşme yerleri boyunca açılan kuru meyva.
Septum, septa: Perde, bölme duvarı, bölme zarı. İki göze arasındaki çeper, yumurtalıkta iki odacığı birbirinden ayıran bölme duvarı.
Septum: Bölme. 
Ser : Bir süksesyonun belirli bir alanda, birbirinin yerini alan kommüniteleri. Geçici kommüniteler, seral evreler adını alır. Serler, yeryüzünün o kesimindeki iklime özgü bir klimaks kommünitesiyle sonlanır.
Serbest-sentral plasentasyon: Serbest merkezsel diziliş. Tabandan yukarı bir sütun üzerine yerleşmiş yumurtalık çeperi ile bağlantısı olmayan tohum taslakları düzeni.
Serebellum (L . Cerebrum-beyin) : Omurgalı beyninin kas koordinasyonunu denetleyen kısmı.
Serebral :  Beyin organıyla ilgili yapı.Beyine bağlı.
Serebrum (L.. Cerebrum-beyin) : Omurgalılarda kafatasının üst kısmını işgal eden beynin ana kısmı. İnsanda iki beyin yarım küresi Corpus callosum’la birleşerek merkezi sinir sisteminin en kısmını oluşturur. 
Serimetri:    Ce(S04)2  çözeltisi  ile  yapılan  miktar  tayini  metodu. 
Seriseus: îpek tüylü. Yüzeyin çok ince, sık ve basık bir yöne doğru tüylerle kaplı olması.
Serkarya (Y. Kerkos-kuyruk) : Balıklarda kist yapan Trematod parazitlerin serbest yüzen son larva evresi.
Serkopitekoid : Eski dünya maymunu. Kuyruğu var fakat bir ekstremite olarak kullanmaz.
Serotip  Özellikle bakteri ve virüslerde, antijen karakterleri ile belirlenen türün alt tür kümesi. 
Serrat: Testere dişli. Yaprak ayası kenarındaki dişlerin testere dişlerine benzer şekilde olması.
Serrulat: İnce, küçük testere dişli.
Sert Doku: Hücre çekirdekleri ve stoplazmaları kaybolmuş, hücre çeperlerinin tamamı kalınlaşmış, ölü hücrelerden oluşan, hücrelerinin boyu enine eşit veya boyu eninden büyük olabilen destek dokudur. 
Serum (L . Serum) : Parçacıklardan ayrılmış biyolojik sıvı. Kan pıhtılaşmasından sonra bu tip açık sarı renkli bir sıvı meydana gelir.
Serum :   Pıhtının ayrıldığı kan. 
Serum: Kanın, pıhtılaşmasından sonra hücrelerinden ayrılmış, açık sarı renkli sıvı kısmı.
Sesil :  Bir organizmanın sap, gövde ve pedisel gibi yapıları olmaksızın doğrudan bir yere oturması (Örneğin deniz tabanına oturması).
Sesil: Bir yere bağlı olarak yaşayan. 
Sessiz mutasyon : Meydana geldiği gen üzerinde, daha sonra bugen tarafından üretilecek proteinin fonksiyonunu değiştirmeyen mutasyonlardır (etkisiz mutasyon).
Seta: Kalın sert yapıdaki kıl.
Setos: Kalın sert yapıdaki kıllarla kaplı olması.
Sferik simetri: Vücudun herhangi bir yerinden geçen tüm düzlemlerin, vücudu eşit iki parçaya ayırdığı simetri tipi, küresel simetri. 
Sferoplast Hücre duvarı kısmen uzaklaştırılmış bakteri hücresi. 
Sfinkter (Y. Sphinkter-sıkıca bağlamak) : Kısalarak bir açıklığı kapatan dairesel dizilmiş kas lifleri grubu. Midenin sonunda bulunan pylor sfinkter gibi.
Shigella Basilli dizanteri gibi pek çok hastalığın etmeni bakteri.  .  
Sıcak kanlı canlılar: Vücut sıcaklığı ortam sıcaklığına göre değişmeyen ve hep aynı kalan canlılar.(Sabit sıcaklıklı canlılar)
Sınıf  İlgili takımlardan oluşan biyolojik grup. Sınıfı oluşturan kelime tes soneki ile biter. Örneğin Ascomycetes.
Siatyum, siatum: Ortada bulunan bir dişi çiçek ve etrafına dizilmiş erkek çiçekler ile kalikse benzeyen brakte ve aralarında bulunan glandlardan meydana gelen çiçek durumu. Euphorbia cinsinde olduğu gibi.
Sigma Virüsü  Özellikle meyve sineklerinde hastalık yapan rhabdovirüs grubuna ait bir virüs. 
Sikaslar : Tropik ve subtropik bölgelerde yaşayan odunlu, tohumlu bitki ordolarından biridir. Ya kısa yumru biçiminde toprak altı ya da dik silindirik toprak üstü gövdeye sahip bitkilerdir.
Siklopiazonikasit  Asp. flavus ve Pen. aurantiogriseum tarafından sentezlenen bir küf metaboliti.  .  
Siklozis (Y. Kyklosis-çevreleyen, muhafaza) : Tipik olarak bitkilerin yaprak hücrelerinde görülen sitoplazmanın dairesel hareketi.
Sil: Bazı bir hücrelilerde hareketi sağlayan, bazı organizmaların da akciğer borularında senkronize hareket ederek, toz gibi. partikülleri akciğerden uzaklaştıran kamçı benzeri yapı.
Siliat: Kirpiksi, kirpik şeklinde. Yaprak ayasının kenarında kirpiğe benzer bir yapının bulunması.
Silikula: İki karpelden oluşan ve karpellerin arasında yalancı bölme bulunan boyu eninin 3 katından fazla olmayan açılan kuru meyva.
Silikuva: Yapı olarak silikulaya benzer, ancak boyu eninin 3 mislinden daha fazladır.
Simbiyont: Başka türden bir canlı ile ortak yaşayan canlı. Bu birliktelik, her iki tarafın fayda ya da zarar durumuna göre farklı isimler alır.
Simbiyos İki farklı organizmanın her ikisi de yarar sağlayacak şekilde bir arada yaşaması. Tipik örneği biyolojik azot fiksasyonudur. Baklagillerle ortak yaşayan Rhizobium bakterileri havanın serbest azotunu bitkiye kazandırırken, bitkiden kendi gelişmeleri için gereken besin maddelerini sağlarlar. 
Simbiyozis:Karşılıklı yarar esasına dayalı ortak yaşama şeklidir.Örneğin 1.Baklagillerin kçklerinde yaşayan azot bağlayan bakteriler.2.Ot yiyen hayvanların sindirim sistemindeki bakteriler.
Simiyan Virüsü 40 (sv 40)  Papovirüsler grubuna giren, çift iplikli DNA içeren, çıplak, küçük, ikozahedral tip, onkogenik bir virüs. 
Simpatri: Aynı yerde bulunma. İki veya daha fazla populasyonun aynı yerde bulunması.
Simpetal: Bileşik taç yapraklı. Taç yaprakların bileşik olması, eş anl. Gamepetalus.
Simpodial: Ana bir eksenin baskın olmadığı dallarıma şekli.
Sinangiyum: İlkel Gymnospermlerde polen keselerinin dal uçlarında oluşturduğu kümeler.
Sinaps (Y. Synapsis-birleşme, bağlanma) : Bir nöronun aksonu ile bir başkasının dendriti arasındaki bağlanma.
Sinaps :   Nöronun ağızlaşmasına denir.
Sinaps:İki nöronun veya nöronla başka bir hücrenin bağlantı yeri
Sinapsis (Y. Sinapsis-birleşme, bağlanma) : Mayoz bölünmenin erken evresinde erkek ve dişiye ait homolog kromozomların yan yana gelerek temas etmesi.
Sinerjik Etki İki etkenin beraberce olan etkisinin, her ikisinin tek başına etkisinin toplamından daha fazla olması.  
Sinerjistik (Y. Syn-birlikte+Ergon-çalışma) : Birlikte faaliyet gösterme. Bir başka güç ya da etmenin etkisini artırma.
Sinerjizm İki mikroorganizmanın ortak yaşaması sonunda her ikisinin ayrı ayrı geliştiklerine oranla daha hızlı gelişmeleri, daha fazla metabolik ürün üretmeleri. Tipik örneği yoğurt oluşumudur, Yoğurt bakterileri ayrı ayrı olmak üzere sütü 10 – 12 saatte pıhtılaştırırken, yoğurt oluşumu 3 – 4 saat sürer, ayrıca beraber olduklarında daha fazla aroma maddesi vb. ürün üretirler. 
Singami  Morfolojik olarak benzer iki hücrenin birleşmesi ile olan ve tek hücrelilerde görülen bir üreme biçimi. 
Singami (Y. Syn-birlikte+Gamos-evlenme) : Eşeyli üreme. Döllenme olayında gametlerin birleşmesi.
Singenesis: Filamentleri serbest fakat anterleri bileşik stamen grubu.
Sinkarp: Bileşik meyva yapraklı. Birbiri ile kaynaşmış birden fazla meyva yaprağından oluşan ovaryum.
Sinkonium: İncirsi meyva. Etlenmiş ve çanak şeklini almış reseptaku-lumu iç yüzeyinde eriksi (drupa), gevşek meyvalar olan bileşik yalancı meyva.
Sinoatrial Düğüm (L . Sino-oyuk, boşluk+Atrium-hol+Nodus-düğüm) : Üst Vena cava’nın sağ atriuma boşaldığı noktada yer alan küçük bir düğüm dokusu kütlesi. Yürek atışlarını başlatır ve kasılımla hızını düzenler.
Sinonim: İsimlerde aynı takson için kullanılan farklı isimlerden her-biri.
Sinsepal: Bileşik çanak yapraklı. Çanak yaprakların bileşik olması, eş anl. Gamosepalus.
Sinsînus: Yanal çiçek saplan bir sağa bir sola doğru yönelmiş ancak aynı düzlem üzerinde olmayan çiçek durumu.
Sinsitiyum (Y. Syn-birlikte+Kytos-içi boş kanal) : Hücrelerin kaynaşmasıyla oluşan çok çekirdekli bir sitoplazma kütlesi.
Sintip: Holotipi ayrılmamış bir tip serisi içindeki herbir örnek.
Sinus: Ara boşluk. İki lop veya parça arasında bulunan boşluk.
Sinüs : Organların yada dokuların arasındaki boşluk yada her hangi bir açıklık.
Sirhos: Yaprak ucunun ince uzun olup kangal şeklinde kıvrılış olması.
Sirkadiyen Ritim (L . Circa-etrafında+Dies-gün) : 24 Saat aralıkla ortaya çıkan ritmik olaylar.
Siroz:   Bir çeşit karaciğer hastalığı.
Sistol (Y. Systole-birlikte çekme) : Yüreğin kasılması. Kanın Aorta ve Arteria pulmonaris içine itilmesi sırasında birinci ve ikinci yürek atışları arasındaki evre.
Sistron : Biyokimyasal işlevde genetik birim. Bir peptid zincirde amino asit dizilişini tayin eden DNA’daki nükleotid çiftlerinin diziliş sırası.
Sitokinez (Y. Kytos-içi boş damar+Kinesis-hareket) : Mitoz ya da mayoz sırasında sitoplazmanın bölünmesi.
Sitokromlar (Y. Kytos-içi boş damar+Chroma-renk) : Elektron taşıyıcı sistemin demir içeren hem proteinleri,biyolojik oksidasyonda arka arkaya okside ve redükte olurlar.
Sitoloji  Hücre bilimi. 
Sitoloji: Hücreyi inceleyen bilim dalı.
Sitoplazma: Hücre zarı içerisinde, çekirdek dışında kalan bütün canlı kısım ve bu kısmı dolduran viskoz yapı. 
Sitoplazma: Hücrede   çekirdek   ve   zar   dışında   kalan   sıvı   kısma   verilen   ad.
Sitreoviridin  Gıdalarda görülen küf metaboliti.  .   
Sitriat: Boyuna ince kanalcıklı, olukcuklu veya kabartma şeklinde çizgili.
Sitrik  Asit: Limon suyundaki asit.
Sitrinin  Gıdalarda görülen küf metaboliti.  .  
Siyanokobalamin :   B12 vitamini.
Skabrid: Kısa pürtüklü. Skabrosa oranla daha zayıf ve kısa durumda olması.
Skalariform: Merdiven şeklinde olan yapılar için kullanılır.
Skapos: Gövdesiz bitkilerde çiçek veya çiçek kümesini taşıyan ve üzerinde yaprak bulunmayan sap.
Skarbos: Pürtüklü, kısa, sert, sağlam siğile benzer yapılar. Dokunulduğu zaman pürtükler hissedilir. Bazen tüyler üzerindede bulunur.
Sklerankima (Y. Skleros-sert+Enchyma-karıştırma) : Çeperlerine lignin maddesi yığılmasıyla kalınlaşan hücrelerden oluşan bitkisel destek dokusu.
Skobikulat: Yüzeyi uzamış çukurluklarla kaplı olan.
SMAC Agar Bakınız Sorbitol MacConkey Agar
Soğuk kanlı canlılar: Vücut sıcaklığı ortam sıcaklığına göre değişen (balık, kurbağa, sürüngen) hayvanlar.(Değişken sıcaklıklı hayvanlar; Polikilotherm)
Sol : Sürekli fazın, sıvı, çözünen fazın 0.1 ile 0.001 mikron çapındaki katı parçacıklardan oluştuğu bir kolloid sistem.
Solungaç : Suda yaşayan hayvanlarda bulunan, çoğunlukla vücut yüzeyinden ya da sindirim kanalının bir kısmından uzamış ince duvarlı solunum organı.
Solunum (L . Respirare-solumak) : Bitki ve hayvan hücrelerinin oksijen kullanıp, karbon dioksit vermesi  ve besin maddelerinin moleküllerindeki enerjinin ATP gibi biyolojik olarak kullanışlı formda depolandığı bir olay. Soluma işlevi ya da hareketi.
Solunum :   Oksijen alınıp CO2verilmesi, (insan için)
Solunum Kökleri: Oksijen bakımından fakir olan, su ile doymuş, bataklık topraklarında yetişen bitkilerin kökleri, derine değil yatay olarak, hatta yerçekiminin aksine bir gelişme göstererek, toprağın ve suyun üzerine doğru büyürler. Bu köklere solunum kökleri denir.
Solut (L . Solvere-çözmek) : Çözünen. Gerçek bir çözeltide çözülmüş madde. Bir çözelti çözen ve çözünenden oluşur.
Solüsyon:   Çözelti.
Solvent (L . Solvere-çözmek) : Çözen. Gerçek bir çözeltide, içinde çözünen moleküllerin çözündüğü sıvı ortam.
Somatik Hücre Sayımı  Süt hayvanlarında genel olarak mastitis göstergesi olmak üzere akyuvar ve epitel hücrelerinin sayımı.  .  
Somitler (Y. Soma-vücut) : Embriyonun omurga ve sırt kaslarını meydana getiren ve nöral tüp boyunca sıralanan mezoderm kütlesi çiftleri.
Sorbitol MacConkey Agar E. coli O157:H7 serotipi aranmasında kullanılan bir besiyeri.
Sorosis: Dutsu meyva. Bir eksen etrafında dizilmiş bir çok çiçeğin çiçek örtüsünü etlenmesiyle oluşmuş eriksi meyvalar topluluğundan meydana gelmiş yalancı bileşik meyva.
Soymuk boruları: Bitkilerde iletici hücreler olan, kalburlu hücreler ve kalburlu boru elementlerinden oluşan, besin iletimi, depo edilmesi ve destek görevlerini yapan doku. Floem 
Soymuk Borusu: Tek sıra üst üste dizilmiş canlı hücrelerden oluşan, arkadaş hücreleri ve kalburlu boruların oluşturduğu su ve besin taşınmasını sağlayan iletim dokularıdır. 
Sölom (Y. Koilia-çukur, boşluk) : Üç embriyo tabakasına sahip olan hayvanlarda mezoderm ile sarılı olan vücut boşluğu.
Sölom : Hayvanlarda bir epitel (sölom epiteli) ile astarlanmış olan vücut boşluğuna verilen ad.
Sölom boşluğu: üç embriyo tabakasına sahip olan hayvanlarda, iç kısmı tamamen periton zarı ile kaplanmış olan gerçek vücut boşluğu. 
Spadiks: Koçan, koçan şeklinde. Ana ekseni etli ve kalın olan ekseriye bir spata denilen bir yapı tarafından sarılmış olan basit rasemoz çiçek durumu.
Spata: Bir çiçek kümesinin veya koçanın kaidesinde tek olarak bulunan ve onu saran veya yanal olarak çıkan, renkli, büyük ve yaprak veya brakte görünüşündeki yapı.
Spatulat: Spatula şeklinde. Uca doğru düzgün bir şekilde genişleyen küt uçlu basit yaprak.
Spazm:   Bir kasın  istek  dışında  olarak birden ve şiddetli  olarak kasılması.
Spektrofotometri: Yalnız görülen ışık değil, ultraviyole, kırmızı ötesi ışınların dalga boylarının spektrofotometre denilen aletle ölçülmesi suretiyle yapılan miktar tayini.
Sperm:Erkek üreme hücresi.
Spermatofor: Bazı canlıların erkek bireylerinde, birçok spermin bir arada taşınmasını sağlayan kapsül.
Spermatozoid: Kamçılı ve hareket edebilen sperm.
Spesifik:   Bir  hastalığa mahsus,  bir  türe  mahsus,  özel.
Spesiyes (L . Species-çeşit, tür) : Tür. Bitki ve hayvan sistematiğinde temel sınıflandırma birimi. Ortak bir atadan gelen, doğada yalnız kendi aralarında çoğalan, yapısal ve işlevsel özellikleri benzeyen bireylerin oluşturduğu populasyon.
Sphenopsida (Y. Sphen-kama) : Bir Tracheophyta alt filumu. Basit iletim demetlerine, eklemli gövdelere ve indirgenmiş, pulsu yapraklara sahip atkuyruklarını ve birçok fosil bitkilerini içerir.
Spika: Başak, başak şeklinde. Ana ekseni uzamış, çiçekleri sapsız ve eksen üzerinde teker teker bulunan basit rasemoz çiçek durumu.
Spikelet: Başçık, ikinci derecedeki başak. Çimensi bitkilerde başağı o-luşturan ve bir çift kavuz (gluma) ile örtülmüş yapı.
Spikül: ığnemsi uzantılar. 
Spiral segmentasyon: Embriyoda, oluşan yeni hücrelerin birbirinin tam olarak üzerine veya yanına denk gelmeyip, yaklaşık 45 derecelik bir kayma ile birbirinin üzerine oturduğu segmentasyon tipi. 
Spirillum: Spiral şeklindeki bakteri.
Spongocoel: Süngerlerde vücut içi boşluğu. 
Spor Mikroorganizmalarda dış etkenlere karşı korunma ve/ veya çoğalma amacıyla oluşturulan yapılar. Bakterilerde her hücre tek spor oluşturduğu için sporlanma bakterilerde sadece korunma formudur. Funguslarda ise bir hücre içinde birden fazla sayıda spor oluştuğu için sporlanma bunlarda hem korunma hem de çoğalma formudur. 
Spor (Y. Sporos-tohum) : Genellikle tek hücreli olan eşeysiz üreme elemanı. Bir protozoon ya da bir tohumsuz bitkide olduğu doğrudan ergin duruma gelişebilen bir organizma .
Spor Boyama  Bakteri sporlarının boyanması için uygulanan yöntem.  .  
Spor: Eşeysiz üremeyi sağlayan hücre. 
Spor: Eşeysiz üreyen türlerde, küçük ve dayanıklı olan üreme hücresi.
Spor: Yeni birey oluşturma özelliği bulunan hücre.
Spor:Eşeysiz üreyen türlerde, küçük ve dayanıklı olan üreme hücresi. 
Sporangium (Y. Sporos-tohum+Angeion-kanal) : İçinde eşeysiz sporlar ya da spor benzeri yapıların üretildiği oluşuk.
Sporangiyum: Sporu oluşturan yapı.
Sporla Üreme: Bazı canlılarda sağlam bir örtü ile kaplı, özelleşmiş hücrelerin uygun şartlarda çimlenmesiyle yapılan üreme şeklidir. 
Sporlaşma  Spor oluşumu ve sporun serbest kalması, çevreye yayılması. 
Sporofit (Y. Sporos-tohum+Phyton-bitki) : Bitkilerin hayat devresinde döl değişiminin eşeysiz spor üreten diploit evresi.
Sporofit: Bir bitkinin hayat devresinde sporları meydana getiren diploid evre.
Sporofit: Döl değişimi gösteren bitkilerde diploit ya da eşeysiz (aseksüel) evre.
Sporokarp: Heterospor eğreltilerde sert ve fındıksı yapıdaki sporangi-yum.
Sporolactobacillus inulinus  Bacillus ve Clostridium cinsleri dışında endospor oluşturan istisna bakterilerden birisi. 
Sporosarcina  Bacillus ve Clostridium cinsleri dışında endospor oluşturan istisna bakterilerden birisi. 
Sporozoa (Y. Sporos-tohum+Zoon-hayvan) : Protozoa alt filumunun eşadı. Özel bir hareket yönteminden yoksun, parazit hayvanlardır. Bunlardan biri insanlarda parazit olup sıtmanın etkenidir.
Sporozoit: Sporluların sporlarından türeyen ve yetişkin hücreyi veren, çekirdekli küçük stoplazma parçası.
spp. Türleri anlamında kısaltma. Örneğin Salmonella spp. "Salmonella türleri anlamındadır. Alt türü kısaltması ile karıştırılır. 
Stafilokok  Bölündükten sonra ayrılmayıp, üzüm salkımı şeklinde kalan yuvarlak bakteriler. 
Stafilokokal  Staphylococcus cinsi ve özellikle S. aureus ile ilgili 
Stamen (L . Stamen-iplik, lif) : Bir çiçekte mikrospor (polen) üreten yapı. İnce bir sap ve bunun ucunda bir anterden oluşur. Anterler içinde mikrosporlar üreten mikrosporangiumlar bulunur.
Stamen: çiçekte erkek organ.
Stamen: Erkek organ. Bir çiçekte başçık (anter) ve iplikçik (flamen)ten oluşan çiçek tozlarını (polen) oluşturan organ. 
Staminod: Erkek organları bulunan. Erkek organları bulunan dişi organları bulunmayan çiçek.
Staminodyum: Kısır veya körleşmiş stamenler.
Standardize etmek:    Belli  özelliklerde  olanları  guruplandırmak.
Standart   çözelti:    Bak: ayarlı çözelti.
Standart: bak. Veksillum.
Stapes (Üzengi kemiği) : Orta kulak boşluğunun en iç kısmında bulunan üzengiye benzer küçük kemik.
Staphylococcus  Micrococcaceae familyası bakteri cinsi. 
Staphylococcus aureus  Bazı gıdalarda bulunan ve hastalığa neden olan Gram pozitif, üzüm salkımı şeklinde yuvarlak bakteri.  .  
Starter Kültür   Gıda (örneğin yoğurt yapımı) ve kimya (örneğin sitrik asit eldesi) endüstrileri ile atık su arıtmak gibi doğrudan mikroorganizmaların kullanıldığı uygulamalarda kullanılan, özellikleri ve çoğu defa cins ve türleri belirli saf ya da karışık halde mikroorganizma kültürü.
Statocyst: ıçerisinde denge taşı bulunan kesecik.
Statosist (Y. Statos-duran+Kytis-torba) : Bir ya da daha çok tanecik içeren hücresel kese. Bazı hayvanlarda yerçekimi yönünü ayarlar.
Steatopigia (Y. Steatos-yağ+Pyge-kalça) : Kalça ve butta aşırı yağ birikimi.
Stele (Y. Stechelo-gövde) : Gövde, kökün merkez silindiri. Perisikl ve onun içinde yer alan ksilem, floem ve parankima dokularını kapsar.
Stella t: Yıldızsı, yıldız biçimli. Birleştirme noktasının merkezinden ışınsal olarak çıkan tüyler ve yapılar için kullanılır.
Sterigmatosistin  Başta Aspergillus versicolor olmak üzere çeşitli gıdalarda küfler tarafından oluşturulan toksik metabolit.  .  
Steril  Canlı mikroorganizmalardan ve virüslerden arındırılmış.
Steril: Verimsiz, kısır. Döl verme veya meyva oluşturma yeteneği olmayan.
Sterilizasyon Bir ortamın her türlü mikroorganizmadan arındırılması için yapılan uygulama. Materyalin özelliğine göre Isıl işlem, kimyasal madde, filitrasyon, radyasyon vb. farklı şekillerde yapılabilir.  .  
Sterilizasyon: Yüksek sıcaklıklarda mikropların öldürülmesi. Bu iş için otoklav denen  aletler kullanılır.
Steroitler (Y. Stereos-katı+Eides-benzer) : Birbirine bağlı dört halkadan oluşan ve karbon atomları içeren, karmaşık moleküller. Bu moleküllerden üçü 6’şar karbon atomu, dördüncüsü ise 5 karbon atomu taşır. Erkek ve dişi eşey hormonları ve  adrenal kortikal hormonlar bu yapıdadır.
Stigma (L . Spirare-solumak+Y. Stigma-işaret) : 
Stigma: 1. Eklembacaklılarda, trake sisteminin havayla temas ettiği açıklıklar. 2. Çiçeklerde, dişi üreme organının poleni aldığı uç kısmı. 
Stigma: Çiçekte, dişi organın üst geniş kısmı. 
Stigma: Tepecik. Boyuncugun (stilus) ucunda bulunan ve poleni tutan kısım.
Stigma:Trake solunumu yapan böceklerde, trake açıklığı ya da öglenada ışığa duyarlı göz noktası 
Stilet: Yapışkan organ.
Stilopodik: Stilus kaidesinin disk şeklinde olması. Umbelliferae familyasında olduğu gibi.
Stilus (Y. Stilos-direk, sütun) : Boyuncuk. Bir dişi organın ovaryumla stigmasını birleştiren ince uzun kısım.
Stilus: Boyuncuk. Ovaryum tepesinden çıkan kısa veya uzun, tek veya parçalı, ucunda stigmayı taşıyan yapı. Stigma ile ovaryum birleştiren yapı.
Stimulus (L . Stimulus-uyarmak, dürtmek) : Uyartı. Bir reseptör ya da uyarılabilen bir dokuda işlevsel ya da trofik tepki oluşturan herhangi bir etki, etken ya da hareket.
Stipe (L . Stipes-gövde, dal, direk) : Bazı kahverenkli alglerde vücudun gövdeye benzeyen yapısı ya da kısa sapı.
Stipe: Yumurtalık sapı. eş ani. Ginofor
Stipitat: Saplı, sapı olan.
Stipül: Kulakçık. Yaprak sapının gövdeye bağladığı noktada sapın iki yanında sapa bağlı veya bağlı olmayan pulsu, dikensi, zarsı yapılar.
Stolon (Sürünücü) Gövde: Toprak yüzeyine paralel uzanan, üzerinde pulsu yapraklar taşıyan gövde tipidir. 
Stolon: Sürünücü gövde, sürüngen gövde. Toprak yüzeyinde uzanan ve boğumlardan (nodyum) köklenerek yeni bitkiler veren sürûnücü gövde.
Stoma (Y. Stoma-ağız) : Gözenek. Yaprak üzerinde bulunan küçük delik. Deliğin her iki yanında, açıklığın genişleyip daralmasını ayarlayan birer bekçi hücresi bulunur.
Stoma: Bitkilerde epidermis hücreleri arasında bulunan, dış ortamdaki gazlarla, bitki faaliyeti sonucu epidermis altındaki hücrelerarası boşluklarda biriken bazı gaz ve su buharının değişimini sağlayarak su dengesinin de ayarlanmasına yardımcı olan gözeneklere stoma denir. 
Stoma: Gözenek. Bitkide epidermisde bulunan solunumda iş gören yapı.
Stoma: Yaprağın alt ve üst yüzeyinde bulunan, gaz alış verişini sağlayan delik.
Stoma:Çiçekteki dişi organın üstü. Yaprağın alt veya üst yüzeyinde bulunan ,gaz alışverişini sağlayan delik.
Streptobasil  Bölündükten sonra ayrılmayıp, zincir formunda kalan çubuk şeklindeki bakteriler. 
Streptococcus Streptokok formundaki bakteri cinsi.
Streptokok  Bölündükten sonra ayrılmayıp, zincir formunda kalan yuvarlak bakteriler. 
Strigos: Sert yatık tüylü. Sivri, basık ve sağlam tüylerle kaplı.
Strobilus (Y. Strobilos-yuvarlak top) :Bazı bitkilerde gövde ucunda bir grup sporofil tarafından oluşturulan kozalak.
Strobilus:kozalak brakteleri birbirini örten ve çiçekleri tek eşeyli ve aynı cinste olan bir spika.
Stümilasyon Gelişmenin desteklenmesi, teşvik edilmesi.
Stümilatör Gelişmeyi destekleyici, teşvik edici.
Stümülasyon  Gelişmenin desteklenmesi. 
Stümülatör  Gelişmeyi destekleyici. 
Subepidermal plexus: Deri altı sinir ağı. 
Suberin (L . Suber-mantar meşesi) : Endodermis ve mantar hücrelerinin çeperlerinde biriken, su geçirmeyen ve suda erimeyen mumsu bir maddedir.
Subgerminal Boşluk (L . Sub-altında+Germinal-germ) : Tavuk yumurtalarının bölünen hücreleri altında bulunan küçük boşluk. Bu boşluk kurbağa yumurtalarının blastosölüyla homolog değildir.
Subledipot: Pulsu tüye benzer, ancak tüycükler arasındaki yarıklar fazla derin değildir.
Substrat:   Enzimin etki ettiği madde.
Subterminal spor  Bakterilerde hücrenin ortası ile ucu arasında bulunan spor. 
Subulat: Biz şeklinde. Ucu sivri, ayası kunduracı bizi şeklinde olan basit yaprak.
Sukulent Gövde: Kurak ortamlardaki bazı bitkilerin gövdeleri yuvarlak, yumurtamsı ve silindirik şekiller alarak su depo ederler. Böyle gövdelere sukulent gövde denir. 
Sukulent Yaprak: Kurak bölgelerdeki bazı bitkilerde görülen şişkin ve etli yapıda su depo eden yapraklardır. 
Sukulent: Etil sulu. Etli sulu, kalın ve yumuşak dokulardan meydana gelmiş yapı,
Sulkat: Oluklu, kanallı.
Suspansör (L . Suspendere-asmak) : Döllenmeden sonra bitkilere ait zigotun bölünme ile oluşturduğu hücresel iplik. Bitki embriyosu bu ipliğin sonuncu hücresinden oluşur.
Suş  Tümü tek bir hücreden oluşmuş mikroorganizma. Klon. 
Suşamdanları : Tatlı su göllerinde bulunan çok hücreli yeşil algler. Minyatür ağaç görünümünde bitkiler olup işlevsel ve morfolojik bakımdan kök, gövde, yaprak ve tohum benzeri yapıları bulunduğu halde, bu yapılar anatomik bakımdan ileri bitkilerdekilerden çok farklıdır.
Süberin: Mantar özü.
Süksesyon: Bir bölgede yaşayan çeşitli türlerin belirli bir zaman içinde birbirlerini izleyerek ortaya çıkmaları; ekolojik süksesyon.
Süksesyon: Bir bölgede yaşayan çeşitli türlerin belirli bir zaman içinde birbirlerini izleyerek ortaya çıkmaları;ekolojik süksesyon.
Sülfamid:   Bakterileri öldüren bir nevi kimyevî madde.
Sülük Gövde: Tutunup sarılmaya yarayan kısa ve uzun sürgünlerden meydana gelen gövdelerdir.
Sülük Yapraklar: Bazı bitkilerin sarılmasını ve tutunmasını kolaylaştırmak amacıyla değişikliğe uğramış yapraklardır. 
Süspansiyon Katı bir maddenin parçacıklarının sıvı ya da yine katı bir madde içinde, onun parçacıkları ile erimeksizin karışması. Süspansiyonda dağılma fazı ve dağılan faz olmak üzere iki faz vardır.
Süspansiyon :   Katıların sıvı içinde heterojen olarak dağılması ile meydana gelen sistem.
Süspansiyon: Asıltı. Bir akışkan içinde yüzen sıvı parçacıkların oluşturduğu sistem.
Süt asidi :   Laktik asit.